𝒮ℯ𝓁𝒶𝓂𝓊𝓃𝒶𝓁ℯ𝓎𝓀𝓊𝓂
Kalp deyince sadece kan pompalayan organı düşünmeyelim.
Asıl mesele, manevi kalp.
Sevgi, korku, umut, kıskançlık, öfke, huzur gibi bütün duyguların yeri.
Bu kalp de tıpkı bedenimiz gibi hastalanabiliyor.
Ama onun rahatsızlığı şüpheyle, hırsla, kibirle, hasetle oluyor.
Ve bu hastalıklar, zamanla insanı Allah’tan uzaklaştırıyor.
Kur’an şöyle der“Kalplerinde hastalık vardır, Allah da hastalıklarını artırmıştır.” (Bakara 2/10)
Şüphe, insanın içine düşen ince ama sinsi bir kurt gibidir. Önce “Acaba?” ile başlar, sonra kalbi yavaş yavaş sarar.
Allah’a olan güven sarsılır, insan kafasında kurmaya başlar.
Bu yüzden Peygamber Efendimiz diyor ki: “Bilmiyorlarsa sorsalardı ya? Sormak, acizin şifasıdır.”
Yani şüphenin ilacı ilimdir.
Sorup öğrenmek, hakikati aramak… Kalp böylece ferahlar.
Kibir, “Ben daha üstünüm!” demektir. Şeytan’ı secdeden alıkoyan da buydu.
O, “Ben ateştenim, Âdem topraktan!” dedi.
Kalbi hasta olan insan da başkalarını küçümser, burnu havada gezer.
Oysa en üstün olan, en çok tevazu gösterendir. Rabbimiz şöyle der:“Allah, kibirlenenleri sevmez.” (Nahl 16/23)
Tedavisi ne? Tevazu. Bir bilene danışmak, bir hata yaptığında “özür dilerim” diyebilmek, insanlara değer vermek…
Öfke öyle bir şeydir ki, insanı bir anda yoldan çıkarır.
Ağzımızdan çıkan bir söz, kalpleri kırar. Gözümüz hiçbir şeyi görmez olur.
Ama Kur’an der ki: “Müminlerin gönüllerini ferahlandırsın, kalplerindeki öfkeyi gidersin.” (Tevbe 9/14)
Yani öfkenin dermanı, kalbin temizlenmesidir.
En güzel tedavi ise, affetmek. Affetmek kolay değil ama kalbe en çok yakışan şeylerden biri.
KIYAS, KISKANÇLIK, HASET: Kalbin Sessiz Savaşları
Biliyor musun, bazen biri bir şeye sahip olunca içimizde hafif bir sızı belirir.
Sanki kendi içimizden bir ses “Neden o, neden ben değil?” der.
İşte bu sesi tanı: bu hasettir.
Şöyle düşün, bir arkadaşın yeni bir işe girdi, ya da evlendi, bir başarı kazandı.
İçin sıkıldıysa, onu tebrik etmek yerine uzaklaştıysan…
kalbin sana bir şey söylüyor olabilir.
Belki de o an fark etmeden manevi bir hastalık baş gösterdi: Kıskançlık.
Halbuki Rabbimiz buyuruyor ki: “Sakın Allah’ın lütfundan insanlara verdiği şeylere göz dikmeyin…” (Nisa 4/32)
Allah herkese farklı nimetler verdi.
Kimi güzelliğiyle, kimi ilmiyle, kimi sabrıyla imtihan oluyor.
Bir başkasının sahip olduğu şey sana verilmemişse, bu Allah’ın senin için daha hayırlısını planladığı anlamına da gelebilir.
Biz bilmiyoruz, O biliyor.
Hasedin ilacı ne peki?
🟢 Şükür.Sahip olduklarını görmek, elindekine razı olmak. Sabah uyandığında sağlıklıysan, bir evin varsa, sevdiklerin yanındaysa… Elhamdülillah demeyi öğren.
🟢 Tebrik etmek.Birini kıskandığında hemen tebrik et. Zor da olsa… Bu kalbe ilaç gibi gelir. Haset, kalbi kemirir; ama tebrik, o kurtları kovar.
🟢 Allah’a dua etmek.“Allah’ım, onun için hayırlı eyle. Bana da gönlüme uygun, hakkımda hayırlı olanı nasip et.” Bu dua, hem içini yumuşatır hem seni huzura taşır.
Ve şunu unutma:“Hasetten sakının. Çünkü ateşin odunu yiyip bitirdiği gibi, haset de iyilikleri yer.” (Hadis-i Şerif)
Kıskanmak… Başkasının mutluluğuyla mutsuz olmak.
Onda var diye sende eksik hissetmek.
Halbuki Allah, herkese farklı farklı nimetler vermiş.
Ayette şöyle der:“Kendilerine kitap verilenler ve inananlar şüpheye düşmesinler.
Kalplerinde hastalık bulunanlar ve inkârcılar: ‘Allah bu misalle neyi murat etti?’ desinler…” (Müddessir 74/31)
Yani başkasının nasibine bakıp sorgulama! Sen kendi nasibini, yolunu güzelleştir.
Tedavisi mi? Şükür. Her gün sahip olduklarını fark etmek, nimetlerini görüp “Elhamdülillah” diyebilmek.
ŞEHVET: Kalbin Dengeyi Kaybetmesi Kalp bazen, nefsin arzularına esir düşebilir.
Göz, kulak, el… bunlar birer kapıdır. Ayette şöyle der: “Kalbinde hastalık olan kişi kötü şeyler umar.” (Ahzab 33/32)
Bu hastalığın tedavisi, bakışı çevirmek, iffeti korumak ve zihni meşgul edecek faydalı şeylerle dolu olmak.
Çünkü boş kalp, boş şeyleri sever. Dolayısıyla kalbi meşgul etmezsen, nefs gelip yerleşiverir.
TEDAVİ NEREDE?
👉 Kur’an’da:“Kur’an’dan inananlara rahmet ve şifa olan şeyler indiriyoruz.” (İsra 17/82)
👉 Sadakada:“Sadaka, suyun ateşi söndürmesi gibi günahı söndürür.” (Hadis-i Şerif)
👉 Tezkîyede:Tezki̇ye yani kalbi arındırmak. Günahları atmak, tövbe ile yıkanmak, salih amellerle kalbi beslemek.
Kalbin de Nefesi Var
Kalp öyle bir şey ki… Sessiz ağlar, gürültüsüz yorulur.
Bazen içimiz daralır, sebebini bilemeyiz.
Çünkü kalp sinyal verir ama dili yoktur.
Onun dili huzursuzluk, sızlama, pişmanlık ve bazen de sebepsiz bir mutluluktur.
Sen kalbini korursan, o da seni korur.
Sen kalbine iyi bakarsan, o da seni Allah’a götürür.
Unutma: Her kalp, Rabbine giden bir yol taşır.
Önemli olan o yolu temiz tutmak.
𝒮ℯ𝓁𝒶𝓂𝓊𝓃𝒶𝓁ℯ𝓎𝓀𝓊𝓂