Selamünaleyküm,

Evde yere çikolata kâğıdı atar mısınız?
Hayır.
Peki, koltuğun arkasına çekirdek kabuğu döküp bırakır mısınız?
Tövbe haşa.
Çayı içip bardağı bahçeye fırlatır mısınız?
Ayıp olur, yakışmaz.

O zaman sormak gerek…
Neden dışarıda yapıyoruz bunları?

Parklarda yere atılmış gofret ambalajları, piknik masalarında unutulmuş plastik tabaklar, yol kenarlarında uçuşan mendiller…
Sanki evimizdeki tertip ve düzen, dışarı çıkınca bir anda “tatil moduna” geçiyor.

Düşünelim: Misafirliğe gittiğimiz evde biri koltuğun yanına çöp bıraksa ne deriz?
“İnsan biraz saygılı olur,” değil mi?

Peki ya doğa?
Orman, deniz, park… Hepsi bizim ortak evimiz değil mi?

Çöpümüzü bırakıp gitmek; kapıyı çarpmadan, ardımıza bakmadan evden çıkmak gibi.
Yakışıyor mu bize?

Benim ninem derdi ki:
“Evladım, aslan yattığı yerden belli olur. İnsan da bastığı yerden belli olur.”
Yani mesele, nerede oturduğun değil… Nereden kalktığında ne bıraktığındır.

Bir mescidi süpüren sahâbî vardı, ismi dahi pek bilinmez.
Ne minberde vaaz verir, ne savaşta tanınırdı.
Ama elinde süpürge, gönlünde ihlâs…
Her gün Mescid-i Nebevî’yi temizlerdi.

Vefat ettiğinde Peygamber Efendimiz (s.a.v.) onu göremeyince sordu:
“Mescidi süpüren zenci adam (veya kadın) nerede?”

Ashâb mahcup oldu:
“Vefat etti ya Rasûlallah… Sizi rahatsız etmek istemedik.”

Efendimiz üzüldü:
“Bana haber vermeli değil miydiniz?” buyurdu.
Kabrine gidip bizzat cenaze namazını kıldı.
Ve şöyle buyurdu:
“Bu kabirler karanlıktır. Benim kıldığım namaz sayesinde Allah onların kabirlerini aydınlatır.” (Müslim, Cenâiz 71)

Demek ki gönülden yapılan temizlik, gösterişsiz bir ibadetmiş.

Evde yere çöp atmıyorsak, dışarıda da atmamalıyız.

Evimizde kibritle halıyı yakmıyorsak, ormanda da ateşi söndürmeden gitmemeliyiz.

Camdan kâğıt fırlatmıyorsak, arabadan da sokağa çöp atmamalıyız.

Çünkü:“Sen neredeysen, orası senin yüzündür.”

Ve:“Her insan, temiz bıraktığı yer kadar insandır.”

Temizlik sadece suyla değil, ahlâkla yapılır.

Ama mesele sadece halkta değil…

Çoğu piknik alanında çöp kutusu yok.

Madem çöp kutusu koymayacaksınız,   Madem temizlik ekibi göndermeyeceksiniz,

O zaman piknik alanlarına “Çöp Sergi Alanı” tabelası koyun.

Vatandaş gelsin, gezsin, incelesin:“Aaa bak, 2022 model kola kutusu! Bu da 2021 çıkışlı cips paketi…”

Belki böylece utanma duygusunu koleksiyon merakına çevirebiliriz (!)

Çevre temizliği sadece halkın değil, belediyenin de ahlak sınavıdır.

Temizlik alışkanlık ister, ama o alışkanlığı kolaylaştıracak zemini yerel yönetim oluşturur.

Evet, yere çöp atmak yanlıştır. Biz vatandaş olarak çöpümüzü yere atmayalım, eyvallah.

Ama çöp kutusu koymayan da daha büyük bir yanlışın sahibidir.

Yani Ey  oralardaki   belediyeler  Çöpümüzü nereye atalım?

Sizden sadece bank, masa, yürüyüş yolu istemiyoruz.  Çöp kutusu da istiyoruz.

Çöp poşeti de, düzenli temizlik hizmeti de…

Vatandaşı eleştirirken, hizmet eksikliğini de göz ardı etmeyelim.

Temizlik kültürü, sadece bireyin değil, yerel yönetimin de sınavıdır.

Bizler çöpümüzü yere atmayalım.

Ama siz de bize “nereye atalım?” sorusunu sormak zorunda bırakmayın.

Çöp kutusu koymayan bir belediye,

Çöp bırakan vatandaştan daha masum değildir.

Selam ve dua ileee

𝓗𝓪𝓴𝓲𝓶𝓮 𝓖𝓾𝓵𝓼𝓾𝓶 𝓗𝓲𝓬𝓻𝓮𝓽