“Ey iman edenler! Yaptığınız anlaşmaları yerine getirin…”(Mâide Suresi, 1. Ayet)

Bu kısa ama derin manalar taşıyan ayet, sadece hukukî sözleşmeleri değil; bireyin Allah’a, topluma ve bireylere karşı verdiği tüm sözleri kapsamaktadır.

Müslüman kimliğinin temel taşlarından biri olan güvenilirlik, bu ayetin merkezindedir.

Bu ayet, müminin hayatında güvenin, sadakatin ve dürüstlüğün ne kadar önemli olduğunu gösterir.

Söz vermek bir sorumluluktur.

Sözünde durmak ise imanın gereğidir.

Mümin, verdiği sözde durur. Anlaşmalarına sadıktır.

Allah’a, insanlara ve kendine karşı vefalıdır.

Unutma: İman sadece kalpte değil, sözde ve davranışta da görünmelidir.

Akit ve Ahde Vefa Nedir?

Ahde vefa, imanın şahitliğidir.

Arapça’da “akit” (عقد), bağlamak, sağlamlaştırmak anlamına gelir.

Hukuki ya da sözlü bir anlaşma, karşılıklı bir taahhüt anlamına gelir.

Kur’an’daki “ûfû bi’l-uqûd” ifadesi, yapılan tüm bağlayıcı sözleşmelerin, vaatlerin ve ahitlerin

hakkıyla yerine getirilmesini emreder.

İslam’a göre bir mümin:

Allah’a karşı ibadetle ahdine bağlıdır.

İnsanlara karşı sözünde durmakla sorumludur.

Topluma karşı verdiği taahhütlerde güvenilir olmalıdır.

Peygamberimizin (sav) Hayatında Ahde Vefa

Peygamber Efendimiz (s.a.v), hayatı boyunca sözünde duran, güvenilir ve sadık bir insan olarak tanınmıştır. Hatta

peygamberlikten önce Mekkeliler ona “el-Emin” (güvenilir) lakabını vermişlerdir.

📌 Hadis: “Münafığın alâmeti üçtür: Konuşunca yalan söyler, söz verince sözünde durmaz, kendisine bir şey emanet edilince hıyanet eder.”  (Buhârî, İman 24; Müslim, Îmân 107)

Bu hadis, ahde vefasızlığın bir nifak alameti olduğunu ortaya koyar. Müslüman, özü sözü bir, güvenilir kişidir. Aksi hâlde imanı zedelenir.

📌 Bir başka hadis:“Sizden kim Allah’a ve âhiret gününe inanıyorsa, verdiği sözü yerine getirsin.”

(Tirmizî, Birr 19)

Bu hadis, sözünde durmanın sadece sosyal bir erdem değil, aynı zamanda imanî bir sorumluluk olduğunu gösterir.

Kur’an’da Ahde Vefa Vurgusu

Kur’an’da birçok ayette, sözleşmelere sadakat emredilir: “Verdikleri sözü yerine getirenler ve sözleşmelerini bozmayanlar…” (Bakara, 2/177)”

“Verdiğiniz sözü yerine getirin. Çünkü verilen söz, sorumluluğu gerektirir.”
(İsrâ, 17/34)

Kur’an’a göre, ahde vefa sadece bireyler arasında değil, devletlerarası ilişkilerde ve düşmanla yapılan antlaşmalarda bile geçerlidir.

Hudeybiye Antlaşması’nda Hz. Peygamber (sav), Müslümanların aleyhine görünen şartlara rağmen verilen sözün arkasında durmuş, bu duruşu neticesinde barış ortamı doğmuş ve İslam’ın yayılışı hızlanmıştır.

Günümüzde Ahde Vefa Nerede Duruyor?

Modern toplumda bireysel ve kurumsal güven büyük oranda sözleşmelere sadakat üzerine kuruludur.

İş hayatından evlilik kurumuna, eğitimden siyasete kadar her alanda ahde vefa esastır.

Evlilikte verilen sözler (nikâh akdi),

İş hayatında yapılan kontratlar,

Toplumsal sorumluluklar (vergi, vatandaşlık yükümlülükleri),

İbadetlerde Allah’a verilen sözler (namaz, oruç, adaklar)…

Tüm bu akitler, hem dünyevi hem uhrevi sorumluluklarımızı oluşturu

Sözümüz Kadar Müslümanız

Maide Suresi 1. ayet, sadece bir nasihat değil; bir karakter inşası çağrısıdır.

Müminin değeri, ne kadar bilgiye sahip olduğuyla değil, ne kadar güvenilir olduğuyla ölçülür.

Verdiği sözü tutan kişi, hem Allah katında makbuldür hem de insanlar arasında saygındır.

Unutma:“Söz, sadece dilin değil; kalbin ve imanın da şahitliğidir.”

📚 Kaynaklar:

  • Kur’an-ı Kerim, Maide 5/1; İsrâ 17/34; Bakara 2/177

  • Buhari, İman 24; Müslim, Îmân 107

  • Tirmizi, Birr 19

  • İbn Hişam, Sîretü’n-Nebeviyye