Allah’a hamd eder, Resûlü Muhammed Mustafa’ya salât ve selâm ederiz. Bugün sizlerle birlikte, müminin kulluk yolculuğuna ışık tutan, anlamı derin, mesajı güçlü bir duayı birlikte ders  edeceğiz:

“Allâhumme iyyâke na’budu ve leke nusalli ve nescudu ve ileyke nes’a ve nahfidu

nercû rahmeteke ve nahşâ azâbeke inne azâbeke bilkuffâri mulhiıg”

Allah’ım! Yalnız Sana kulluk ederiz. Namazı yalnız Senin için kılar, yalnız Sana secde ederiz. Sadece Sana yönelir, Sana yaklaşmak için gayret ederiz. Rahmetini umar, azabından korkarız. Şüphesiz ki Senin azabın inkârcılara ulaşır.”

Bu dua, sevgili Peygamberimizin de sıkça okuduğu, kulluğu, ibadeti ve hayatı anlamlandıran bir yakarıştır.

Gelin birlikte bu duanın satırlarında saklı olan mesajlara kulak verelim.

1. “Yalnız Sana kulluk ederiz.”

İnsan niçin yaratıldı? Allah Kur’an’da buyuruyor: “Ben cinleri ve insanları ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.” (Zâriyât, 56)

Kulluk sadece namaz kılmak, oruç tutmak değildir.

Kulluk, hayatın tamamını Allah’a göre şekillendirmektir.

Alışverişte, ailede, iş yerinde, sokakta…

Her yerde kul olduğunu unutmadan yaşamaktır.

Bugün nefsine, modaya, maddeye, makam ve şöhrete kul olan insanlarla dolu bir dünya görüyoruz. Oysa biz diyoruz ki:“Ey Rabbimiz! Sadece sana kulluk eder, yalnız senin huzurunda eğiliriz.”

2. “Namazı yalnız Senin için kılar, yalnız Sana secde ederiz.”

Namaz, kulun Rabbi ile buluştuğu andır. Her secde, Allah’a yakınlık demektir. Her rükû, kalbin eğilişi demektir. Ama dikkat edelim, namaz sadece bedenle değil, kalple de kılınmalıdır.

Namazlarımızı gösteriş için değil; gönülden, samimi ve sadece Allah için kılmalıyız. Secdemizde kalbimiz de yere değmeli. Namaz, şekil değil şuur meselesidir.

3. “Sana yönelir, Sana yaklaşmak için gayret ederiz.”

Yalnız yönelmek yetmez; yaklaşmak için çaba gerekir. İslam bir temenni dini değil, bir gayret dinidir.

  • Camiye koşmak bir gayrettir.

  • Harama bakmamak bir gayrettir.

  • Zekât vermek, sabretmek, affetmek bir gayrettir.

Allah’a yakınlaşmak isteyen, hayatını O’na adayarak yaşamalıdır. Unutmayalım, her adımda ya O’na yaklaşıyor ya da uzaklaşıyoruz.

4. “İbadetimizi sevinçle yaparız.”

İbadet bir yük değil, bir lütuftur. Namaz kılmak mecburiyet değil, bir nimettir. Oruç, sadece aç kalmak değil; ruhu terbiye etmektir.

Peygamberimiz buyurur:  “Namaz gözümün nurudur.”

İbadeti zoraki bir görev gibi değil, sevgiliye kavuşma arzusu gibi yapmalıyız. Sevinçle yapılan ibadet, kul ile Allah arasındaki bağı güçlendirir.

5. “Rahmetini umar, azabından sakınırız.”

İslam, denge dinidir. Müminin kalbinde hem rahmet umudu, hem azap korkusu vardır. Ne sadece korkarız, ne de sadece ümit ederiz. Çünkü biz biliriz ki: Allah’ın rahmeti her şeyi kuşatmıştır.
Ama aynı zamanda O’nun azabı da şiddetlidir.

Mümin; günah işlediğinde hemen tevbe eder, rahmete sığınır. Ama hiçbir zaman günahları hafife almaz. İşte bu denge bizi diri tutar.

6. “Senin azabın inkârcıları mutlaka bulur.”

Bu dua, sonunda bir uyarı taşır. Allah’ın sınırlarını hiçe sayanlar, O’na kulluğu terk edenler, elbette karşılığını görecektir. Allah adildir.

Bu ifade, bizi gafletten uyandırmalı. İnkârcılardan olmamak için sadakatle yolda kalmalı, Allah’a bağlılıktan sapmamalıyız.

📌 Sonuç: Kulluk Yolculuğu

Kıymetli Kardeşlerim,

Bu dua, bize kulluğun ne olduğunu öğretiyor:

  • Samimi niyetle yaşamak…

  • İbadetleri sevgiyle yapmak…

  • Allah’a yönelmek ve yaklaşmak için gayret etmek…

  • Rahmetini ummak, azabından sakınmak…

  • Ve asla inançsızlığa düşmeden, sadakatle yolda kalmak…

Allah’ım! Biz yalnız Sana kulluk ederiz.

Kalbimizi, secdemizi, yönelişimizi yalnız Sana adarız. Bizi rızana ulaştır, rahmetinden ayırma. Amin.

Velhamdülillâhi Rabbi’l-âlemîn.