Selamun aleykum:)
Ahzâb Suresi 70. Ayet
Kur’an’da bazı ayetler vardır ki bir cümleyle, hayatın tamamını şekillendirecek kadar derin öğütler verir.
İşte bu ayetlerden biri de Ahzâb Suresi’nin 70. ayetidir: “Ey iman edenler! Allah’tan sakının ve doğru söz söyleyin.” (Ahzâb, 33/70)
Bu kısa ama derin cümle, hayatımızın belki de en çok ihmal edilen yönüne dikkat çeker: dilimize…
Çünkü dil, insanın kalbindekini dışa vurduğu bir penceredir.
Kalp temizse söz de temiz olur, kalp bozulmuşsa, söz de kırıcı, yalan, fitne dolu olur.
Birçok insan doğru konuşmayı sadece yalan söylememek zanneder.
Oysa bu ayette geçen “kavlen sedîdâ” ifadesi çok daha kapsamlıdır.
Sadece doğru bilgi vermek değil, adil olmak, yerinde konuşmak, kırmadan uyarabilmek, güzel sözle kalp kazanmak da bu kapsama girer.
Bazen doğru bir şeyi yanlış bir üslupla söylediğimizde, karşımızdakine hakikat değil, sadece kırgınlık vermiş oluruz.
Bu nedenle bu ayet bizi hem doğruluğa, hem de nezakati davet eder.
“Doğru konuşun” Emri Neden Bu Kadar Önemli?
Çünkü dil bir tohum gibidir.
Ağzımızdan çıkan bir cümle, bazen bir kalpte sevgi çiçekleri açtırır; bazen de bir ömür sürecek kinlerin, kırgınlıkların başlangıcı olur.
Peygamber Efendimiz (s.a.v) bir hadisinde şöyle buyurur: “Kim Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsa ya hayır söylesin ya da sussun.” (Buhârî, Edeb 31; Müslim, Îmân 74)
Konuşmadan önce düşünmek, dilimizi kontrol etmek bir iman meselesidir.
Bu ayet, imanla doğru konuşma arasındaki bağı doğrudan kurar.
Çünkü iman, sadece kalpte yaşanan bir duygu değil, ahlâkî sorumlulukların da temelidir.
Hayatımıza Nasıl Uygularız?
Bu ayeti uygulamak için illa vaaz vermek, nutuk atmak gerekmez.
Bazen bir çocuğa sabırla cevap vermek, bir arkadaşımıza moral vermek, bir hata
gördüğümüzde nazikçe uyarmak da bu ayetin hayata geçmiş şeklidir.
Telefonda biriyle konuşurken ses tonumuza dikkat etmek,
Tartışma sırasında bile hakarete varmadan derdimizi anlatmak,
Hakkı savunurken kibirlenmeden, bilgelikle konuşmak,
İnsanları ayıran değil birleştiren sözler söylemek…
Bütün bunlar doğru sözün parçalarıdır.
Doğru söz, sadece dürüst değil, aynı zamanda iyileştirici bir sözdür.
Doğru Söz, Güzel Ahlâkın İşaretidir
Unutmamak gerekir ki, Allah sadece namazımıza, orucumuza değil, birbirimize nasıl davrandığımıza da bakar.
Bir müminin dili, başkasına diken değil, çiçek olmalıdır.
Çünkü insanlar sizi en çok ne söylediğinizle ve nasıl söylediğinizle hatırlar.
Güzel konuşmak, bazen bir sadaka gibidir.
Kim bilir, bir gün biri sizin söylediğiniz bir güzel sözle üzüntüsünü unutabilir, ayağa kalkabilir.
Sonuç: Dilimizi Kalbimizin Aynası Yapalım
Ahzâb Suresi 70. ayet, hepimizin günlük hayatında rehber olması gereken bir ayettir.
Konuşmadan önce bir durup düşünelim: “Bu sözüm Allah’ın razı olacağı bir söz mü?
Bu söz bir kalbi onarır mı, yoksa kırar mı?”
Eğer her sözümüzü bu soruyla tartarsak, hem dilimiz arınır, hem de kalbimiz.
Rabbimiz de bir sonraki ayette bunun karşılığını şöyle bildirir:
“Allah amellerinizi düzeltir, günahlarınızı bağışlar…” (Ahzâb, 33/71)
Yani doğru söz sadece insanlarla değil, Allah’la da ilişkinizi güzelleştirir.
Ey gönül dostu,
Ne söylersen söyle, sevgiyle söyle.
Kalpten çıkan söz kalbe varır.
İçin tertemizse, dilin de nur olur.
Doğru konuşmak, sadece ağızdan değil, ahlâktan taşar.
Ve unutma: Doğru söz, doğruluğun aynasıdır.