Derler ya, “İnsanın karakteri gençliğinde nasılsa, yaşlılığında da öyledir.”

Çocukluğumuzun komşu teyzesi işte tam da böyleydi.

Bizi bilir, biz onu tanırdık.

Babaannemi, dedemi; annemi, babamı… hepsini bilirdi.

Çok şükür biz de onun o güzel hâllerine şahit olduk, onu tanımak nasip oldu.

Hepimizin ortak komşu teyzesi gibiydi.

Bir Mahallenin Sessiz Çınarıydı…

Evine, işine  ailesine mesguldu hep. Duruşuyla, suskunluğuyla örnekti.

Gençliğinde de elinden iş düşmezdi.

O zamanlar hemen herkesin bir ineği, koyunu olurdu.

En fakirin bile bir hayvanı vardı o zamanlar  bugun 

O güzelim daglarda  bir koyun bile  gezmiyor malesef  böyle bir durum var  ülkemizde 

 herkes yogurdu , peyniri    mazalardan  aliyor   bugün. 

Sekure Teyze de dağdan inek getirir, götürürdü.

Biz de öyleydik…Ama o bir başkaydı.

Mertti, sağlamdı, dimdik dururdu hayatın içinde.

Dedikoduya girmez, söylentilerin olduğu yerde oturmazdı bile.

 Sözü yerli yerindeydi.  Ağırbaşlıydı,  ve vakarlıydı.

Çocukken ondan biraz korkardık.

Çünkü çok konuşmazdı, ciddiydi.

Ama yıllar geçtikçe anladık; İçinde ne pamuk gibi bir kalp taşıdığını…

Ne güzel bir insan olduğunu  fark ettik.

Kapısının önünden geçerek oynardık yakar topumuzu.

 Evinin bahçesindeki  Leylak dalları duvarın üzerinden sarkardı.

Mahalle mis gibi  kokardi. 

Bahçesindeki yeni dünya ağacı hep ilk onların meyve verirdi.

Az yemedik erik ağacının dalından, erikleri 

Bahçesinden…Yegeniyle  beraber . 

Ortanca çiçekleri açardı kocaman kocaman,beton merdivanin kenarinda

Akşam üzerleri…,Bahçesini sulardı.

Her daim…

Tertemiz, pırıl pırıl, özenle.

Az koşmadık evinin önünden…

Anılarımıza sessizce eşlik etti yıllarca.

Her sene izine geldiğimde, mahallede ilk uğradığım yer onun kapısı olurdu.

Fazla kalmazdım, 15–20 dakikayı geçirmezdim; rahatsız etmek istemezdim.

Ama o kısacık vakit nasıl da güzel sohbetle geçerdi…

Geçen  defasında,  beni ilk başta tanıyamadı.

İçim burkuldu, gözlerim doldu…

Sonra yüzüme dikkatlice bakıp dedi ki:

“Sen Hacı Kerimlerin Firdevs’in kızı değil misin, Hakime?”

İşte o an her şey yerine oturdu.

O anı, o sesi, o bakışı hiç unutmam.

Allah razı olsun Sekure Teyze’den.

Güzel yaşadı, iz bırakarak gitti.

 Biz Onu hep iyi bildik, güzel tanıdık.

Allah rahmet eylesin…

Yattığı yer nur, mekânı cennet olsun.