Hasetle baş etmek, aslında hem kalbimizi hem de çevremizi huzurlu kılmak demektir. Bunun ilk yolu, tevekkül ve rıza göstermektir. Yani Allah’ın takdirine razı olmak, yaşadığımız olayları bir kader parçası olarak görmek, kalbimizi kıskançlıktan korur.
Bir diğer yol ise iyi niyet beslemektir. Başkalarının başarısına sevinmek, onları kıskanmak yerine onlarla mutlu olmayı öğrenmek, içimizi ferahlatır ve ilişkilerimizi güçlendirir.
Kendi değerlerimize odaklanmak da çok önemlidir. Allah’ın bize verdiği nimetleri fark etmek, sahip olduklarımızla yetinmek ve onları değerli görmek, haseti önleyen güçlü bir ilaçtır.
Kardeşlik ve dayanışma da hasetle mücadelede büyük rol oynar. Müslüman kardeşimize destek olmak, onun sevincine ortak olmak, hem kalbimizi hem de toplumu güzelleştirir.
Şükretmek ise nimeti artıran en güçlü yollardan biridir. Hayatımızdaki küçük ya da büyük her şeyi fark edip teşekkür etmek, kıskançlık yerine minnettarlığı büyütür.
İyilik yapmak, sevgiyi yaymak ve başkalarına yardım etmek de haseti kırar. Sevgi ve yardımlaşma, kıskançlık yerine kalbimizi iyilikle doldurur.
Kendini geliştirmek, potansiyelimizi artırmak ve kendi yolumuzda ilerlemek de hasetle başa çıkmanın bir başka yoludur. Başkalarını kıskanmak yerine kendi hedeflerimize odaklanmak, bizi daha güçlü kılar.
Son olarak, ibadet ve dua, kalbi arındırır ve huzur verir. Allah’a yönelmek, kalbimizi temizler ve kıskançlık gibi olumsuz duygulardan uzaklaştırır.
Allah’ım, tüm kalpleri kıskançlık ve hasetten koru.
Bize sevgi, sabır, kardeşlik ve yardımlaşma ver.
İnsanları, sahip oldukları nimetlerden sevinç duyan, başkalarına yardım eden, kalpleri huzurlu ve şükreden kullar eyle.
Bizleri ve tüm insanları rızana uygun yaşamaya, iyilik ve merhameti yaymaya yönlendir.
Amin.”