Emanet, dünün şerefi, bugünün imtihanı

Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. O’na hamd eder, O’ndan yardım diler, O’ndan mağfiret talep ederiz. Nefislerimizin şerrinden ve kötü amellerimizden Allah’a sığınırız.

Emanet, mü’minin en büyük imtihanlarından biridir.

Ödünç alınan  para  yada  bir malı sahibine,

o hatırlatmadan önce iade etmek; yalnızca malı  değil, kişinin kalbini ve vicdanını da temiz tutmak demektir.

Bu davranış, sizin dürüstlüğünüzü ve karakterinizi gösterir.

İnsan, sadece sözünde değil, eyleminde de güvenilir olmalı; verilen emanete sadık

kalmalıdır.

Aynı mantık, para dışındaki her şey için de geçerlidir.

Söz, sır, eşya veya başka bir emanet…

Yüce Rabbimiz Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyurmaktadır:“Şüphesiz Allah size,

emanetleri ehline vermenizi emreder…” (Nisâ, 58)

Emanet, mü’minin en büyük imtihanıdır.

Emanete riayet eden izzet bulur, hıyanet eden zillete düşer.

Çünkü emanete sadakat, imanın gereğidir.

Peygamber Efendimiz ﷺ şöyle buyurmuştur:

“Münafığın alâmeti üçtür: Konuştuğu zaman yalan söyler, söz verdiği zaman sözünden döner, kendisine emanet edildiğinde ihanet eder.” (Buhârî, Müslim)

Borç da bir emanettir.

Borcunu ödemek için gayret eden kulun yardımcısı bizzat Allah Teâlâ’dır. Efendimiz ﷺ

şöyle buyurmuştur: “Her kim insanların malını geri vermek niyetiyle alırsa,

Allah onun (borcunu ödemesinde) yardımcısı olur. Kim de onu (geri

vermemek üzere) alırsa, Allah da onu helak eder.” (Buhârî, İstikrâz 2)

Bu hadis bize şunu öğretir: Borcunu ödemeye niyet eden kul, Rabbinden yardım görür.

Zorluklar içinde olsa bile Allah onun işini kolaylaştırır.

Ama borcu ödememek niyetiyle alan kimse, kul hakkına girer ve helake sürüklenir.

Dün, sahabe-i kiramın şerefiydi emanet. Onların güvenilir oluşları, İslâm’ın gönüllere yerleşmesine vesile oldu.

Bugün, bizim imtihanımız da aynı yerde duruyor: Aldığımız borcu sahibine

unutturmadan ödemek, bize

emanet edilen sırları korumak, verilen sözleri tutmak…

Demek ki ödünç aldığımız bir şeyi sahibine hatırlatılmadan iade etmek, sadece dürüstlük

değil, aynı zamanda imanımızın bir tezahürüdür.

Emanete ihanet eden kimse, hem kul hakkına girer hem de Allah’ın gazabına uğrar.

Unutmayalım ki dün emanet, sahabenin şerefiydi. Onlara “el-Emin” denilen bir

Peygamber örnek oldu.

Bugün de bizim imtihanımız aynıdır: Aldığımız borcu ödemek, sözümüzü tutmak, sırrı saklamak, güveni korumak…

Yarın ise Allah’ın huzuruna emanete sadakatimizle çıkacağız.

Dua

Allah’ım! Bizi emanete sadık olan kullarından eyle.
Bizi yalan, hıyanet ve kul hakkından muhafaza eyle.
Borçlarını ödemek isteyen kardeşlerimize kolaylık ihsan eyle.
Ya Rabbi! Bizleri dürüstlükle yaşat, dürüstlükle huzuruna al.
Âmin!

  • Related Posts

    Bu, bir kısır döngüdür.

    Read more

    Gerçekten de sabır öğrenmek bile sabır işidir.

    Read more