Ne mutlu bize ki edepliyiz(!).
Otobüste yaşlılara yer vermemek artık çağdaşlığın göstergesi,
babamızın dedemizin ,yanında ayak ayak üstüne atmak özgüvenin işareti,
telefonu elinden düşürmemek de modern iletişimin zirvesi…
Selamı da artık kalpten değil, ekrandan “emojiyle” göndermek yeterli(!).
Ne gerek var inceliğe, nezakete, hayâya?
Edepsizlik çok daha pratik ve havalı(!).
Ama işin gerçeği böyle değil.
Edep, toplumun aynası, ailenin süsü, bireyin ziynetidir.
Edepli insan utanır, haya eder. Peygamber Efendimiz (sav) buyuruyor ki: “Utanmadıktan sonra dilediğini yap.”
Edepsiz insan kırar, döker, ölçüsüz konuşur. Büyük küçüğe, küçük büyüğe bakmaz.
Onun karşısında en güzel cevap susmaktır.
Yunus Emre ne güzel söylemiş “Edebim el vermez edepsizlik edene. Susmak en güzel cevap, edebi elden gidene.”
Ama unutmamak gerekir:
Edepli susar, edepsiz de “Ben susturdum” sanar.
Asıl sınav da burada başlar: Rabbine olan takvanın ölçüsünde.
Kimi zaman bir hayvan, insandan daha edepli olabilir.
Kör birine yol gösteren köpek, özürlü birinin arabasının aküsünü çalan insandan kat kat edeplidir.
Edepli insan sözüne dikkat eder, gıybet etmez, laf taşımaz.
Selamın bile bir adabıve edebi vardır:
Küçük büyüğe, az çoğa, ayakta duran oturana selam verir.
Namaz kılana ya da Kur’an okuyana selam vererek huzur bozmaz.
Edep, eline, diline, beline sahip olmaktır.
Yemeğin, içmenin, konuşmanın, eve girip çıkmanın,
ailenin içinde davranmanın, ibadetin…
Hepsinin bir adabı vardır.
Hz. Lokman’a “Edebi kimden öğrendin?” diye sormuşlar. “Edepsizlerden” demiş.
Aslında en özlü cevabı da o vermiştir.
Bir zamanlar Osmanlı kültüründe bir yaşlının önünden izinsiz geçilmezdi.
“Geç oğlum, ben yavaş yürüyorum” demeden onun önüne geçmek ayıp sayılırdı.
Bugünse metroda, otobüste yaşlılara, hamilelere gösterilen tavır,
bizim edepli olup olmadığımızın en net göstergesidir.
Babası yanında ayaklarını uzatıp oturan,
dedesiyle asker arkadaşı gibi konuşan gençler,
telefonun bile adabını bilmeyenler…
Edep elden gidince kaybolan şey işte budur.
Rabbimden dileğim şudur:
Ne ben edepsiz olayım, ne de edepsizlerle sınanayım.
Ama bilirim ki sınav, tam da edepsizin karşısında edebi korumakta gizlidir.
Nisa Suresi 148. ayet bunu hatırlatır:“Allah çirkin sözün açıkça söylenmesini sevmez. Ancak zulme uğrayan başka.”
O yüzden dua ederim: Rabbim beni edepli olanlardan eyle,
bizi edepten uzaklaştırma, edeplilerle yolumuzu kesiştir.Amin
Allah’a emanet olun.
Hakime Gülsüm