Bazen beklenmedik şekilde zorlayıcı olabilir hayat .

Hepimiz kötü hissettiğimiz anlar yaşarız ama çoğu zaman karşımızdakine “İyiyim” deriz.

Peki en son ne zaman, gerçekten kötü olduğunuz halde, “İyiyim” dediniz?

Belki bir gülümsemenin ardına saklandınız, belki de kimseyi üzmemek için kendi

duygularınızı bastırdınız.

Düşünün… Yüzünüzde bir gülümseme varken içinizde fırtınalar kopuyor olabilir.

Bazen “iyiyim” demek, sadece bir korunma kalkanıdır.

Ama unutmayın: Gerçekten iyi olmak, duygularımızla yüzleşmekten geçer.

Siz en son ne zaman “İyiyim” dediniz?

Ama işin aslı şu ki, bu “İyiyim” kelimesi bazen içimizdeki yalnızlığı daha da derinleştirir. Çünkü dışarıya iyiyim mesajı verirken, içimizde hâlâ bir fırtına vardır. İnsan, kendini ifade etmediğinde bir süre sonra bu duygular birikir ve sessizce içini kemirir.

Belki de sorun şu: İnsanlar başkalarına karşı güçlü görünmek ister, kendine karşı dürüst olmayı erteler.

Oysa gerçek güç, duygularla yüzleşebilmektir.

En son gerçekten “iyiyim” dediğinizde, bu kelimeyi içten hissettiniz mi?

Gerçekten iyiydiniz mi, yoksa sadece öyle mi söylediniz?

İnsanın kalbi vardır; kırılır, yorulur, dağılır…

Ama dili çoğu zaman tek bir cümleye sığınır: “İyiyim.”

Oysa kalp paramparçadır, gözler doludur, gece sessizliği şahittir.

İnsan bazen öyle zamanlar yaşar ki kalbi kırık, ruhu yorgun olur ama diliyle sadece

“İyiyim” diyebilir.

İnsanlara “iyiyim” diyorsun… Çünkü kimseyi üzmek istemiyorsun.

Çünkü anlatınca anlaşılmayacağından korkuyorsun.

Çünkü belki de alıştın susmaya…

Resûlullah ﷺ buyuruyor:“Şüphesiz ki Allah, kulunun kalbine bakar.” (Müslim)

Çünkü insanoğlu bazen derdini anlatmaktan çekinir, bazen de anlatacak kimse bulamaz.

Oysa unutmamamız gereken bir hakikat var: Bizim hâlimizi en iyi bilen Allah’tır.Yine

Efendimiz ﷺ şöyle buyurur:

“Her kim bir müminin dünya sıkıntılarından birini giderirse, Allah da onun kıyamet günü

sıkıntılarından birini giderir.” (Müslim, Birr, 58)

Belki biz “iyiyim” diyerek kimseyi yormak istemiyoruz ama bazen bir dostun, bir kardeşin

duası ve desteği de bizim için bir rahmet vesilesi olur.

Mümin, müminin kardeşidir; derdiyle dertlenir, yükünü hafifletir.

Ama bazen insan öyle bir noktaya gelir ki kimseye derdini açamaz.

İşte o zaman hatırlamalıyız ki Rabbimiz buyuruyor:
“Bana dua edin, size icabet edeyim.” (Mümin, 60)

Allah’a açılan eller asla boş dönmez. İnsanlara “iyiyim” demek zorunda kalsak da

Rabbimize kalbimizi tüm çıplaklığıyla açabiliriz.

Çünkü O, gizliyi de aşikârı da bilendir.

Peygamber Efendimiz ﷺ şöyle buyurur:

“Şüphesiz ki Allah, kuluna zulmetmez. Kulun başına gelen bir yorgunluk, hastalık, üzüntü,

keder, eziyet ve gam; hatta ayağına batan bir diken bile, Allah onunla günahlarını döker.”

(Buhârî, Merdâ, 1; Müslim, Birr, 49)

O halde, insanların bilmediklerini, Rabbin görüyor.

İnsanlar sadece yüzündeki tebessümü görüyor, Allah ise gözyaşının içindeki duasını duyuyor.

Demek ki yaşadığımız her sıkıntı, sabrettiğimizde bizim için bir arınma ve rahmettir.

Öyleyse, en son ne zaman “iyiyim” dediniz?

Belki insanlara karşı “iyiyim” demek zorunda kaldınız.

Ama unutmayın: Allah’a karşı olduğunuz gibi olun.

Kalbinizi, derdinizi, gözyaşınızı yalnızca O’na açın.

Sen “iyiyim” diyorsun, ama aslında gece secdede O’na:

“Rabbim, kalbim daraldı. Sen genişlet.” diyorsun.

“Rabbim, yüküm ağırlaştı. Sen hafiflet.” diyorsun.

Ve işte tam o anda bir ayet geliyor kalbine:

“Bilin ki kalpler, ancak Allah’ı zikretmekle huzur bulur.” (Ra’d, 28)

O yüzden, insanlara karşı “iyiyim” desek de, Allah’a karşı olduğumuz gibi olalım.

Çünkü gerçek “iyilik” ve gerçek “huzur”, O’na sığınan kalptedir. 🌿

Hayırlı geceler ….

Rabbim gecenizi huzurla, kalbinizi ferahlıkla doldursun.

Yarınınıza sağlık, bereket ve kolaylık nasip etsin inşâAllah. 🌿

𝓗𝓪𝓴𝓲𝓶𝓮 𝓖𝓾𝓵𝓼𝓾𝓶 𝓗𝓲𝓬𝓻𝓮𝓽