Hangisini Beslersen O Kazanır

  • :)
  • Eylül 17, 2025
  • 0 Comments

Hayırlı Akşamdan Hayırlı Geceye

Bir gün yaşlı bir Kızılderili reisi, kulübesinin önünde otururken torunu ile birlikte az ötede boğuşan iki kurt köpeğini seyretmektedir. Köpeklerden biri bembeyaz, diğeri ise kapkara renktedir. Torun, bu iki köpeği küçüklüğünden beri görmektedir; onlar hep oradadır ve hiç yanından ayrılmaz. Çocuk bir gün dayanamaz ve dedesine sorar:

“Dede, kulübeyi korumak için bir köpek yeterken sen neden iki köpek besliyorsun? Hem de biri siyah, biri beyaz…”

Yaşlı reis bilgece bir tebessümle torununun sırtını okşar ve şöyle der:
“Onlar benim için birer simgedir evlat. İyilik ve kötülüğün simgesi… İnsan ruhunda da aynen bu köpekler gibi iki güç sürekli mücadele eder. Ben her baktığımda bunu hatırlarım.”

Çocuk biraz düşünür, sonra merakla sorar:
“Peki, sence hangisi kazanır bu mücadeleyi?”

Yaşlı reis gözlerinin derinliğinde bir bilgelik ışığıyla cevap verir:
“Hangisini daha iyi beslersem, evlat.”

Bu kadim öğüt, aslında insan hayatının özünü anlatır.

Çünkü insan, içinde neyi beslerse, hayatında da onu büyütür.

Sevgi besleyen, sevgiyi; kin besleyen, kini çoğaltır.

İyilik yapan iyilik bulur; kötülük yapan kötülüğün zararını önce kendisi görür.

İyilik ve Sorumluluk

Her insan, olgunluğa erdikten sonra yaptıklarının sorumluluğunu taşır.

İyilik ya da kötülük yapmayı seçmek kişinin kendi iradesindedir.

Ama hangi yolu seçerse seçsin, sonuçları da kendisini etkiler.

Dinimiz de bu hakikati bize hatırlatır.

Kur’an ve hadislerde iyilik yapmak teşvik edilmiş, kötü davranışlar ise yasaklanmıştır.

Özellikle “başa kakmak”, yani yapılan iyiliği hatırlatıp karşı tarafı incitmek, en ağır günahlardan biri sayılmıştır.

Peygamber Efendimiz (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

“Düzenbaz, cimri ve yaptığı iyiliği başa kakan kimse Cennet’e giremeyecektir.”

Bu uyarı, iyiliği gösteriş için değil, samimiyetle yapmamız gerektiğini anlatır.

Atalarımız da aynı gerçeği şu sözlerle ifade etmişlerdir:

“İyilik et denize at, balık bilmezse Hâlık bilir.”

“İyiliğe iyilik her kişinin kârı, kötülüğe iyilik er kişinin kârıdır.”

Gerçek iyilik, karşılık beklemeden yapılır.

Sağ elin verdiğini sol el bilmezse, işte o zaman insan hakiki ihlasa ermiş olur.

İyilik ve Kötülüğün Akıbeti

Hadis-i şeriflerde buyurulmaktadır ki:

“Allahü teâlâ şu üç kişinin yüzüne bakmaz; onlar için acıklı bir azap vardır: Eteklerini yerde sürüyerek yürüyen kibirli kimse, verdiği bir şeyi başa kakan kimse, yalan yere yeminle mal satan kimse.” (Müslim, Nesâî)

“Allahü teâlâ, kıyamette, şu dört kişiye rahmetle nazar etmez: Ana babasına asi olan, ettiği iyiliği başa kakan, devamlı içki içen, kaderi inkâr eden.” (İ. Adiy)

“Allahü teâlâ şu üç kimseye buğzeder: Başa kakana, kibirlenene, çok yemin eden esnafa.” (Hâkim)

Bu hadislerden açıkça anlaşılmaktadır ki, başa kakmak gibi kötü bir davranış insanı hem dünyada hem de ahirette felakete sürükler.

Yaşlı Kızılderili reis’in dediği gibi, hayatımızda hangi duyguyu ve davranışı beslersek, onunla yol alırız.

İyilik de kötülük de bizim seçimimizdir.

Ancak iyilikle beslenen bir kalp huzur bulur, kötülükle beslenen ise hem dünyada hem ahirette hüsrana uğrar.

Dolayısıyla insan, yaptığı her işin aslında kendisine yapıldığını bilmelidir.

Çünkü ne ekersek, onu biçeriz.

Öyleyse her daim iyiliği beslemek ve kötülüğü aç bırakmak, hem bu dünya hem de ahiret için en doğru yoldur.

Selam ve dua ilee

  • Related Posts

    Her Kelime Bir Tohumdur: Ne Ekeceksin?

    Read more

    Bu, bir kısır döngüdür.

    Read more

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir