Bismillahirrahmanirrahim.
Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur.
Salât ve selâm, O’nun sevgili Habibi, örnek kul, âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberimiz Muhammed Mustafa’ya (s.a.v.) olsun.
İbadet dediğimiz zaman, sadece bir takım şekil ve hareketlerden ibaret olmayan, kalbin de niyetiyle birlikte
Allah’a yöneldiği bir kulluk halinden bahsediyoruz.
İşte bu yüzden denir ki:“Niyetsiz namaz olmaz.”
Ameller Niyetlere Göredir
Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in meşhur bir hadisiyle başlayalım:“Ameller niyetlere göredir. Herkes için ancak niyet ettiği vardır.”(Buhârî, Bed’ü’l-Vahy 1; Müslim, İmâre 155)
Bu hadis, İslam’ın temel taşlarından biridir.
Âlimler bu hadisin, dinin üçte birini teşkil ettiğini söylemişlerdir.
Çünkü her ibadetin, her davranışın Allah katındaki değeri, o işin ne niyetle yapıldığına göre belirlenir.
Bir kimse namaz kılar, oruç tutar, sadaka verir…
Ama niyeti sadece insanlar görsün, takdir etsin diyeyse, Allah katında bu amelin değeri yoktur. Zira o amelin niyeti Allah için değildir.
Kur’an’da Niyetin Önemi
Kur’an-ı Kerim’de doğrudan “niyet” kelimesi geçmez ama kalpteki samimiyetin, ihlâsın,
Allah için yapılan amellerin ne kadar değerli olduğunu gösteren pek çok ayet vardır.
Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor:“Onlara ancak, dini yalnız Allah’a has kılarak, O’na ibadet etmeleri emrolundu…”
(Beyyine, 98/5)
Ve yine bir başka ayette:“İçinizdekini gizleseniz de açıklasanız da Allah onu bilir.”(Âl-i İmrân, 3/29)
Bu ayetler gösteriyor ki, Allah Teâlâ sadece zahirimize değil, kalbimizdeki niyete de bakıyor.
Dışarıdan yapılan ibadet ne kadar kusursuz görünse de, niyet bozuksa, Allah katında kıymeti olmaz.
Niyet Namazın Ruhudur
Namaz bir ibadettir, bir kulluktur.
Ama her ibadet gibi, onun da kabulü niyete bağlıdır.
Niyet olmadan bir insan kalkıp belirli hareketleri yapsa; eğilse, secdeye varsa, bu bir egzersiz olur, ibadet olmaz.
Çünkü kalbinde Allah rızası için kılma niyeti yoktur.
Fıkıh kitaplarımızda şöyle geçer: “Namaz, niyet ile başlar.”
Yani vakit girmiş olacak, kişi hangi namazı kıldığını kalbinde belirleyecek, sadece Allah için o namazı kılmaya niyet edecek. İ
şte o zaman o hareketler ibadet hükmü kazanır.
Riyâ: İbadeti Boşa Çıkaran Tehlike
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bizleri riyadan, yani ibadeti gösteriş için yapmaktan şiddetle sakındırmıştır:
“Sizin için en çok korktuğum şey, küçük şirk olan riyadır.”(Ahmed b. Hanbel, Müsned, 5/428)
İnsanlar beğensin, takdir etsin diye kılınan bir namazın içinde Allah için niyet yoksa, o namazın değeri kalmaz.
Çünkü niyet, ibadeti ibadet yapan asıl unsurdur.
Niyet Kalbin İşidir
Niyet kalpte yapılan bir iştir.
Dil ile söylemek güzeldir, ama esas olan kalpteki yöneliştir.
Çünkü Allah kalplerin sahibidir. Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle dua ederdi: “Allah’ım! Kalbimi dinin üzere sabit kıl.”(Tirmizî, Kader 7)
Bu dua, niyetin ne kadar kıymetli ve korunması gereken bir hazine olduğunu bizlere gösteri
Sonuç olarak diyebiliriz ki: Niyetsiz namaz olmaz.
Çünkü niyet, ibadetin ruhudur. Namazın şekli ne kadar doğru olursa olsun, niyet eksikse o ibadet eksiktir. Ama niyet halisse,
kalpten geliyorsa, Allah katında o amel makbul olur.
İbadetlerimizde niyetimizi daima gözden geçirmeli, sadece Allah rızası için yaptığımızdan emin olmalıyız.
🌸 Rabbim bizleri samimi kullarından eylesin.
🌸 Amellerimizi ihlâsla yapmayı nasip eylesin.
🌸 Namazlarımızı, niyetlerimizi kabul eylesin.