Dürüstlük, Müslüman’ın süsüdür.

Selamun aleykum…

Geçenlerde pazarda dolaşırken, yerde sergisini açmış genç bir bayan dikkatimi çekti. Önünde taze toplanmış kuru incirler vardı.
Eğildim, gülümseyerek sordum:

— “Kuru incir ne kadar kızım?”

Genç kadın, mahcup ama içten bir sesle cevap verdi:
— “Üç yüz lira, abla. Yeni topladık.”

Sonra anlatmaya başladı; nasıl sabahın erken saatlerinde yola çıktıklarını, güneşin altında nasıl topladıklarını, ne

kadar zahmetli olduğunu…

Sözünü nazikçe kestim:

— “Anlatmana gerek yok kızım,” dedim, “biliyorum o zorlukları. On yedi sene ben de bu işlerle uğraştım. Hatta sen az bile söylüyorsun.”

Birbirimize baktık, gülümsedik.

Bir kilo kuru incir aldım. Eve geldim, tattım — o kadar güzeldi ki!

Ne bir eksik, ne bir fazla… Tam söz verdiği gibiydi.

Geçen hafta çocuklarıma hediyelik kuru incir almak için pazara gitmiştim.

Gözlerim onu aradı,  bayan yoktu.

Neden  baktim ona   güven verdi   bana  sattığı mal tam da dediği gibiydi.

Hiç hile yoktu, hiç abartı yoktu.

Belki başka bir pazara gitmişti, belki sezon bitmişti…

 Peygamber Efendimiz’in (sallallahu aleyhi ve sellem) ticarette dürüstlük üzerine verdiği çok güzel bir dersi konuşalım.

Belki duymuşsunuzdur; Efendimiz zaman zaman Medine pazarına gider, insanların hâline bakar, ticaretin düzgün yapılıp

yapılmadığını kontrol ederdi. Çünkü O (sas), sadece namazı, orucu öğretmekle kalmadı; ahlâklı olmayı, dürüst davranmayı da bize öğretti.

Bir gün pazarda dolaşırken, bir adamın sattığı buğday yığını dikkatini çekmiş.

Buğdayın dışı tertemizmiş. Peygamberimiz elini buğdayın içine daldırmış, fakat alt tarafı ıslak çıkmış.
Bunun üzerine sormuş:

“Bu ne böyle?”

Adam, “Yağmur yağdı ya Resûlallah, ondan ıslandı.” demiş.

Efendimiz (sas) buyurmuş ki:

“Öyleyse insanların görebileceği üst tarafa koysaydın ya! Bizi aldatan bizden değildir.”(Müslim, İman, 164)

Peygamberimiz burada sadece bir satıcıyı uyarmıyor. Aslında bize bir ahlâk dersi veriyor.
Diyor ki:Müslüman insan, kimseyi kandırmaz.
Dürüst olur. Malında, sözünde, işinde hile yapmaz.

Çünkü aldatmak, Müslüman’ın karakterine yakışmaz.

Efendimiz “Bizi aldatan bizden değildir” derken, aldatmanın sadece kötü bir davranış değil, imanla

bağdaşmayan bir tutum olduğunu anlatıyor.

Günümüze gelelim:

Bugün belki pazarda buğday satmıyoruz ama hayatın her alanında dürüst olmamız gerekiyor.

 Salamura yaprak satıyor, suyun içinde terazide tartıyor.

Oysa suyunu süzüp tartması gerekir. Ama o suyun ağırlığıyla fazladan para alıyor.

Bir ürün satarken kusurunu gizlemek,

İş yerinde yapılmayan işi yapılmış gibi göstermek,

Söz verip de tutmamak,

Küçük bir çıkar için yalan söylemek…

Hepsi aynı kapıya çıkar: Aldatmak.

Bu da kul hakkıdır. Az gibi görünür ama unutma:Bir damla hile, bin damla ibadeti yakar!

Halbuki Müslüman, güvenilir insan demektir.
Efendimiz buyuruyor:“Doğru ve güvenilir tüccar, peygamberler, sıddıklar ve şehitlerle beraberdir.”
(Tirmizî, Büyû‘, 4)

Ne büyük bir müjde değil mi?

Demek ki ticaretle uğraşan bir Müslüman, dürüst davrandığı takdirde, Allah katında çok yüce bir makama ulaşabilir.

Geri vermediğimiz bir kalem, Üzerine çöktüğümüz bir sıra,

Haksızca geçtiğimiz bir öncelik…

Bunların hepsi biz istemesek de kul hakkı olabilir.

İyilik yapmak ne kadar sevapsa,  Haksızlık etmek de o kadar vebaldir.

Sonuç olarak, kardeşlerim:

Dürüstlük, Müslüman’ın süsüdür.

Aldatma, imanla bağdaşmaz.

Temiz kazanç, bereket getirir.

Hileyle kazanılan malın içinde hayır olmaz.

Unutmayalım:“Az ama helâl kazanç, çok ama haram kazançtan hayırlıdır.”

Peygamberimizin o gün pazarda söylediği birkaç cümle, aslında bütün bir hayatın özetidir:

“Müslüman, dürüst olur; kimseyi aldatmaz. Çünkü aldatmak, bizi Resûlullah’ın yolundan uzaklaştırır.”

Rabbim bizleri doğru sözlü, dürüst, güvenilir kullarından eylesin.
Helâl kazançla bereketli bir ömür nasip eylesin.
Aldatmaktan, kandırmaktan, haksız kazançtan hepimizi muhafaza eylesin.
Âmin. 🤲

  • Related Posts

    BİR LİRALIK İMTİHAN

    Read more

    Hakkını Yediğin Her Kul

    Read more

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir