felahı engelleyen hâlleri tanımak
1. Gaflet — Kalbin Uykusu
Felahın önündeki en büyük perde gaflettir.
İnsan Rabbini unuttu mu, kalbi yönünü şaşırır.
Gaflet; sadece Allah’ı hatırlamamak değil,
kendini de unutmak demektir.
Bir düşün:
Sabahın en güzel saatinde, kalbin bir dua beklerken
senin aklın dünyanın telaşına kayarsa,
felah kapısı aralanmak ister ama gürültüden duyulmaz.
⚖️ 2. Kibir — Benlik Dumanı
Kibir, felahın zıddıdır.
Çünkü felah, teslimiyettir.
Kalbini yumuşatır, “Ben değil, Rabbim” diyebilmektir.
Kibirli insan, kalbinin üzerine taş koyar;
rahmet yağsa bile içeri sızmaz.
Allah Kur’an’da der ki:
“Yeryüzünde böbürlenerek yürüme;
çünkü Allah kibirlenenleri sevmez.”
(Bakara, 205)
Kurtuluşun yolu alçalmaktan geçer.
Ne kadar alçalırsan, o kadar yükselirsin. 🌿
💔 3. Kin ve Affedememek
Kalpte kin oldukça, felahın yeri daralır.
Çünkü felah ferahlıktır —
dar kalpte ferahlık olur mu hiç?
Affetmek bazen unutmak değildir,
ama içindeki öfkeyi serbest bırakmaktır.
Allah der ki:
“Affetsinler, bağışlasınlar;
siz de Allah’ın sizi bağışlamasını istemez misiniz?”
(Nûr, 22)
Bağışlayan, önce kendi kalbini kurtarır. 🍃
💭 4. Umutsuzluk — Rahmetten Ümit Kesmek
Felahın düşmanı, karamsarlıktır.
Umudunu yitiren, Rabbine güvenmeyi bırakır.
Ama Allah diyor ki:
“Allah’ın rahmetinden ancak kâfirler ümit keser.”
(Yûsuf, 87)
Ne kadar derin bir karanlıkta olursan ol,
bir ışık vardır — çünkü Rabbin oradadır.
Ve O, seni oradan çekip çıkarabilir. 🌙
🌾 5. Nefsi Beslemek, Ruhu Aç Bırakmak
Felah; nefsi değil, ruhu doyurmakla gelir.
Dünya arzularına esir olan kalp,
geçici tatlarla oyalanır ama derin bir açlık içinde kalır.
Oysa gerçek huzur,
ruhun Rabbine doyduğu anda başlar.
İşte bütün bu hâller — gaflet, kibir, kin, umutsuzluk, nefse düşkünlük —
kalbin üstünde perdeler gibidir.
Ama güzel olan şu:
Her perde, tövbe ve dua ile aralanabilir. 🌤️
İstersen bir sonraki sohbetimizde felaha götüren hâllere geçelim:
sabır, şükür, teslimiyet, merhamet gibi.
Ne dersin, oraya doğru mu ilerleyelim? 🌷
Ne güzel ki bu tarafı da konuşmak istiyorsun 🌿
Çünkü felahın engellerini bilmek kadar, ona yaklaştıran hâlleri de tanımak kalbi güçlendirir.
🌾 1. Sabır – Fırtınada Sükûnet
Sabır, felahın anahtarıdır.
Her sıkıntı bir kapıdır; sabreden, o kapının ardındaki ferahlığı görür.
Kur’an’da defalarca “Sabredenler kurtuluşa erer.” denir.
Sabır, sessiz bir direniş değil, kalbin Allah’a güvenle duruşudur.
🌸 2. Şükür – Kalbi Açan Anahtar
Şükreden insan, nimetinin farkındadır.
Ferahı olmayan bir anında bile, “Rabbim, bu da bana bir ders” diyebilir.
Allah diyor ki:
“Şükrederseniz, size artırırım.” (İbrahim, 7)
Şükür çoğaltır; çünkü şükreden kalp daralmaz.
💧 3. Tevazu – Alçakgönüllülük
Felah, kibirli kalbe uğramaz.
Tevazu, insanın kendi küçüklüğünü değil, Rabb’inin büyüklüğünü hatırlamasıdır.
Yere eğilen baş, rahmetle yıkanır.
🤍 4. Affetmek – Kalbi Temizlemek
Kin, kalbin zinciridir; affetmek, o zinciri çözmektir.
Affeden insan, önce kendi içini serbest bırakır.
Rabbimiz affetmeyi sever;
O’nun affını isteyen, affetmeyi öğrenir.
🌙 5. Tevekkül – Sonucu Allah’a Bırakmak
Tevekkül, “Ben elimden geleni yaptım, gerisini Rabbime bırakıyorum.” diyebilmektir.
Bu cümleyi samimiyetle söyleyen, felahın eşiğine gelir.
Çünkü tevekkül edenin kalbinde korku değil, huzur vardır.
🌿 6. Zikir ve Dua – Kalbin Nefesi
Zikir, ruhun nefesidir.
Her “Allah” deyişinde kalpte bir perde kalkar, bir ferahlık doğar.
Felah, en çok Rabbini sık sık anan kalplere gelir.
Yani felah yolu; sabırla yürünür, şükürle aydınlanır,
tevazu ve affedişle genişler, tevekkül ve zikirle huzur bulur. 🍃