Bazen sağlık söz konusu olduğunda hepimizin aklına aynı cümle gelir:
“Bir şeyim yok, sonra giderim.”
Ama o “sonra” nedense çoğu zaman hiç gelmez.
Oysa Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyuruyor: “İnsanın kendisine zarar vermesi helal değildir.”
Sağlığımız, Allah’ın bize emanet ettiği en kıymetli nimettir.
Onu korumak, şükretmenin bir yoludur.
Günlük iş koşturmacası, okul, çocuklar derken çoğu zaman sağlığımıza öncelik veremiyoruz.
Bir bakıyoruz ki aylar geçmiş.
Check-up, diş kontrolü, göz muayenesi, kan tahlili…
Hepsi basit ama ertelenmesi kolay şeyler.
İçimizde bir ses oluyor: “Ya bir şey çıkarsa?” Korku yüzünden gitmiyoruz, ama ironik olan şu ki, gitmediğimiz için bazen küçük sorunlar büyüyor.
Erteledikçe, basit bir kontrol büyük bir tedaviye dönüşebiliyor.
Aslında sağlığımızla ilgili ertelemeler, kendimize söylediğimiz küçük yalanlar gibidir:
“Vaktim yok.” “Aslında iyiyim.” “Yorgunum, haftaya bakarım.”
Oysa en çok kendimizden vakit çalıyoruz.
Düşünsene, arabaya her yıl bakım yaptırıyoruz; telefonun şarjı azaldığında hemen fişe takıyoruz.
Peki ya bedenimize “Bir bakayım, Allah’ın bana verdiği bu nimeti doğru kullanabiliyor muyum?” demeyi neden unutuyoruz?
Vücudumuz yıllardır bizi taşıyor, sessizce sinyal veriyor.
Bu sinyalleri görmezden gelmek, sağlığımızı ihmal etmek anlamına geliyor.
Halbuki Peygamber Efendimiz (s.a.v) buyuruyor: “Mümin, sağlığını ve dinini korusun.”
Sağlık kontrolleri aslında “kendime değer veriyorum” demektir.
Küçük bir randevu, büyük bir fark yaratabilir.
Hatta bunu keyifli hale getirmek mümkün: kontrolden sonra güzel bir kahve, kısa bir yürüyüş veya küçük bir ödül…
Böylece sağlık kontrolü, bir zorunluluk değil, kendine bakım günü gibi hissedilebilir.
Belki hep birlikte şöyle bir söz verebiliriz:
“Bu ay içinde en az bir sağlık kontrolü yaptıracağım — çünkü Allah’ın bana verdiği bu bedeni korumak, erteleyeceğim bir şey değil.” 💚
Unutmayalım, sağlığımız Allah’ın bize emanetidir ve onu korumak hem kendimize hem O’na karşı
sorumluluğumuzdur.