Hz. Cabir anlatıyor: Peygamber Efendimiz (s.a.v) buyurdular ki:“Güneş batıp gece karanlığı başladığında, yahut akşam vakti, çocuklarınızı dışarı çıkmaktan men edin.
Çünkü o zaman şeytanlar etrafa dağılır ve faaliyete geçerler.
Biraz zaman geçtikten sonra, çocukların evde olmalarını sağlayın, kapıları kapatın ve Allah’ın adını anın; çünkü şeytan kapalı kapıyı açamaz.
Su kırbalarının ağzını bağlayın ve Allah’ın adını zikredin. Yiyecek kaplarınızı, küçük bir örtüyle bile olsa, örtün ve Allah’ın adını anın.
Son olarak, ışıklarınızı ve çıralarınızı söndürün.”(Buharî,)
Yani Efendimiz bize diyor ki, akşam olunca hem çocuklarımızın hem evimizin güvenliği için basit ama çok önemli şeyler yapmalıyız
. Kapıları kapatmak, yiyecek ve suyu korumak, ışıkları söndürmek ve Allah’ı anmak, küçük ama değerli bir koruma yoludur. Böylece hem evimiz hem sevdiklerimiz korunmuş olur.
Peygamber Efendimiz (s.a.v) akşam olunca çocuklarımızı dışarı göndermememizi, kapıları kapatmamızı, yemek ve su kaplarını örtmemizi, ışıkları söndürmemizi ve Allah’ın adını anmamızı öğütlemiş.
Bu öğüt, hem çocuklarımızın hem evimizin güvenliği için çok önemli bir hatırlatmadır.
Geceleyin dışarısı karanlık, her yerin sessiz ve görünmeyen tehlikelerle dolu olduğu zamanları düşünürsek, bu tavsiyelerin ne kadar değerli olduğu anlaşılır.
Eskiden haşereler gerçekten ciddi zararlar verebilirdi; bugün de bu tehlike, insan kılığındaki şeytanlar veya kötü niyetli kişiler olarak karşımıza çıkabiliyor.
Kapıların kapatılması ve kapların ağzının kapalı tutulması, hem dünyevî hem de dinî açıdan bir tedbirdir.
İbnu Dakîk el-İd’in dediği gibi, bu sayede nefisler, mallar ve evimiz aylakların, fesatçıların ve şeytanların şerrinden korunmuş olur. “Şeytan kapalı kapıyı açamaz” sözü, bu korunmanın hem görünür hem de görünmeyen yönünü bize hatırlatır.
Yiyecek ve içecek kaplarını örtmek, dikkatli ve tedbirli olmayı öğretir.
Çıraların veya lambaların söndürülmesi ise hem güvenlik hem de huzur içindir; gece boyunca uykuda olan insanlar için yangın gibi kazaları önler.
Allah’ın adını anmak, yani besmelenin çekilmesi ise her zaman müminlerin kendilerini korumak için başvurabileceği en güçlü manevi zırhtır.
Bütün bu öğütler, küçük ama çok değerli tedbirlerdir.
Akşam olunca dikkatli olmak, hem evimizi hem sevdiklerimizi korumak için Peygamberimizin bize gösterdiği bir yol, hem de günlük hayatımızda uygulanabilecek pratik bir öğüttür.