Selamun aleykum
Her insan bir risktir ve sonuna kadar da öyle kalır.
Bu yüzden çözüm yeri insanlar değil, insanın kendi içidir.
Sağlığını ve mutluluğunu korumak isteyen, önce lüzumsuz yük taşımamalıdır.
Çünkü seçim yapmak hayatidir; kaybettiklerini her zaman yerine koyamayabilir, birçok şeyin elinden akıp gittiğini çaresizce seyredebilirsin.
Zaten güvenmediğim bir türe karşı açık liman olmak, ancak süzgeci olmayanların işidir; sonunda iş ağır kayıplara kadar gider ve çoğu zaman telafi edilemez.
Daha baştan sınır çizen, ruhunu da sağlığını da koruma altına almış olur Allah’in izniyle
Yoksa sana ne olduğunun kimsenin umurunda olmadığını anlamak uzun sürmez—en yakınım dediğin kişiler bile buna dâhildir.
Bütün bu hakikatlerin içinde dostluğun değeri bir kez daha ortaya çıkar.
Çünkü hayat yolculuğu, doğru yoldaş olmadan kolaylaşmaz.
Arapların o derin ifadesi bu nedenle çok kıymetlidir:
“Evvel refîk, bâde’l-tarîk.” — Önce yoldaş, sonra yol.
Yanlış insanla en doğru yol bile çıkmaza döner; doğru insanla en çetin yollar bile ferahlık verir.
İslâm, dostluğu sadece dünyevi bir yakınlık olarak görmez.
Kur’ân-ı Kerîm şöyle buyurur:“Mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin dostlarıdır.” (Tevbe, 9/71)
Bu ayet, dostluğun temeline Allah rızasını yerleştirir.
İslâm dışı bir gaye için dostluk kurulmaz; Allah için kurulmayan her ilişki, er ya da geç yara açar.
Resûlullah (s.a.v.) da bu hakikati şu hadisle pekiştirir:
“Kişi dostunun dini üzeredir; o hâlde kiminle dost olduğuna dikkat etsin.”
Bu söz, atalarımızın “Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim” atasözüyle aynı kapıya çıkar.
Dostluk, ancak Allah için olduğunda yücelir.
Çünkü Efendimiz (s.a.v.) müjdelemiştir:“Allah için birbirini sevenler, Arş’ın gölgesinde gölgelenecek yedi sınıftandır.”
Bu, dostluğu hem dünyaya hem ahirete taşıyan en büyük payedir.
Atalarımız boşuna “Dost kara günde belli olur” dememiştir.
Tatlı günde herkes yanındadır; ancak sıkıntıda elini tutan, sana değer verendir.
Çünkü bazı insanlar yük olur, bazıları ise yükünü hafifletir.
Doğru dostu seçmek, insanın kendine yaptığı en büyük iyiliklerden biridir.
Gerçek dost, seni Allah’a yaklaştırır; doğruya çağırır, yanlıştan uzaklaştırır.
Gönülden gönüle yol olur. “Gönülden gönüle yol vardır” sözü, bu yüzden sadece bir atasözü değil, bir hakikatin özetidir.
Sonunda insan anlar ki: Önce yoldaş seçilir, sonra yola çıkılır.
Yanlış yoldaşla yol yanlışlaşır; doğru yoldaşla en uzak yollar bile kısalır.
Ve insanın kendine ettiği en büyük iyilik, hem sınırlarını bilmek hem de dostlarını Allah rızasına göre seçmektir.
Selam ve dua ile