Selamun aleykum…
Düşünsenize, Peygamber Efendimiz –sallâllâhu aleyhi ve sellem– İslâm’ı tebliğ etmeye başladığında, bazı insanlar sadece inancına karşı çıkmakla kalmamış, aynı zamanda O’na kin ve öfke beslemişler.
Üstelik, Peygamber Efendimizin erkek çocuklarının küçük yaşta vefât etmesini bahane ederek O’na “Ebter” yani “soyu kesik” demeye başlamışlar.
O an Peygamber Efendimizin bir insan olarak gönlü elbette incelmiş, üzülmüştür.
Ama Allah Teâlâ, bu durumu bir hikmetle ele almış, O’nu teselli etmiştir.
Hem erkek çocuklarının vefât etmesinin bir sebebi olduğunu göstermiş, hem de bu sözleri söyleyenlerin yok olup
gideceğini, Peygamber Efendimizin ise Allah’ın lütfu ve bereketiyle yücelip isminin ve soyunun devam edeceğini bildirmiştir.
Kısaca, Allah Rasûlü’ne hem sabır hem de gönül ferahlığı vermiştir.
Bu noktada, Kevser sûresi bize çok güzel bir örnek sunar.
Düşünün, bu sûrede insanın sahip olabileceği dört olumsuz özellikten bahsedilmiş ve hemen karşısına dört güzel sıfat konulmuştur:
Cimrilik yerine cömertlik: “Biz sana Kevser’i verdik” buyurularak, Peygamber Efendimize her şeyi bol bol veren Allah, bize de cömert olmayı öğütlüyor.
İnsanlara yardım etmekten, paylaşmaktan çekinmemek lazım.
Namazı terk etmeye karşı devamlılık: “Namaz kıl!” deniyor.
Namaz sadece bir görev değil; Allah ile bağımızın sürekli açık kalması demek.
Devamlılık çok önemli.
Riyâ ve gösterişten uzak durmak: Namazda samimiyet vurgusu var. “Rabbin için” ifadesiyle, ibadetlerimizin Allah rızası için olması gerektiği hatırlatılıyor.
Gösteriş, göz boyama yok.
Malı esirgememek, paylaşmak: “Kurban kes!” buyurularak, malımızı Allah yolunda harcama ve ihtiyaç sahipleriyle paylaşma öğütleniyor.
Kurban, hem sadaka hem de yardımdır; hem Allah rızası kazanılır hem de insanlar faydalanır.
Sûrenin sonunda da şöyle bir uyarı var: “Sana buğzeden yok mu? İşte asıl zürriyetsiz olan şüphesiz odur!”
Yani kötü huyları olanlar, ölüp gittiklerinde geriye hiçbir eser bırakamayacaklar.
Ama Peygamber Efendimizin adı, dünyada hayırlı işleri ve yaptıkları sonsuza kadar hatırlanacak, ahirette ise Allah’ın mükâfatı hiç tükenmeyecek.
Allah Teâlâ adeta Rasûlü’ne diyor ki:“Ey Rasûlüm! İnsanların sana söylediklerine gönül koyma.
Mahzun olma.
Biz sana, dünya ve içindekilerden çok daha hayırlı nimetler verdik ve vermeye devam edeceğiz.
Canını ve malını O’nun dinini yaymak için harca.
Namazda devamlı ol.
Malını Allah yolunda harca, kurban kes, sadaka ver.
Tüm varlığınla ve ihlâsla Allah’ın dinini yaşa!”
Böylece Rabbimiz, yetim olarak dünyaya gelen Peygamber Efendimizin kalbine huzur ve teselli veriyor, O’nu koruyor ve insanların saldırılarından emin bir şekilde sarmalıyor.
Gerçekten insanı Allah’tan daha iyi koruyacak bir sığınak var mı?
Sonuç olarak, Kevser sûresi ve “Ebter” meselesi bize şunu gösteriyor: Zorluklar, iftiralar ve kötü sözler ne kadar ağır olursa olsun, Allah’ın lütfu ve bereketi ile her zaman teselli buluruz.
Önemli olan, Peygamber Efendimiz gibi sabırlı olmak, ibadetlerimizi samimiyetle yapmak ve elimizden geldiğince paylaşmak.
İşte gerçek huzur ve güven buradadır.
Kevser sûresi, kısa ama içinde çok derin mesajlar barındırır.
Bugün bizim için anlamı şöyle özetlenebilir:
Cömertlik ve paylaşmak: Sûrede “Biz sana Kevser’i verdik” buyurulur.
Bugün bu, bize sahip olduklarımızı insanlarla paylaşmamız gerektiğini hatırlatıyor.
Para, zaman, bilgi… Paylaşmak, sadece başkalarına yardım etmek değil, ruhumuzu da zenginleştirir.
Cimrilik ve bencillik mutluluk getirmez, paylaşmak getirir.
İbadette süreklilik ve samimiyet: “Namaz kıl, Rabbin için yap” emri bize, ibadetlerin ve iyi alışkanlıkların sadece formalite için değil, samimi bir niyetle yapılması gerektiğini hatırlatıyor.
Bugün namaz, dua, hayır işleri veya iyi alışkanlıklar; hepsi bilinçli ve ihlâslı olmalı.
Mal ve kaynakları Allah yolunda kullanmak: Kurban kesmek, zekât vermek gibi örnekler, bugünde yardım etmek, gönüllü işler yapmak, başkalarına destek olmak anlamına geliyor.
Malımızı, zamanımızı, enerjimizi doğru yerde kullanmak, hem dünyamıza hem ahiretimize fayda sağlar.
Zorluk ve eleştirilere karşı dayanıklılık: Peygamber Efendimize “Ebter” denildiğinde O’na teselli verildi.
Bugün de insanlar bizi eleştirebilir, haksız yorum yapabilir veya bizi küçümseyebilir.
Kevser sûresi bize diyor ki: “Üzülme, Allah’ın verdiği nimetler senin yanında.
Sen doğru yolda ol, sabret, hayırlı işler yap.”
Özetle bugüne uyarlarsak:
Sahip olduklarımızı paylaş, cimrilik etme.
İbadetlerini ve iyi alışkanlıklarını ihlâslı ve düzenli yap.
Malını, zamanını, yeteneklerini başkaları için kullan.
İnsanların olumsuz sözlerine takılma, Allah’a güven ve sabret.
Kevser sûresi bize, hayatımızın her alanında cömertliği, samimiyeti, dayanıklılığı ve faydalı işleri önceliklendirmeyi öğretiyor.
Kısa ama öyle güçlü ki; insanın ruhunu tazeleyen, yolunu aydınlatan bir rehber gibi.
Selam ve dua ile