Ama öğrendik…

Selamünaleyküm,

Biz mahalle aralarında büyüdük.

Portakal bahçeleri oyun alanımızdı, toprak yollar sahnemizdi.

Kimse bize kitap açıp öğretmedi ezan okunurken susmayı, mezarlığın yanından geçerken müziği kısmayı.

Ama öğrendik…

Hayatın içinden, büyüklerimizin halinden, sokakta gördüklerimizden öğrendik.

Mezarlığın önünden geçerken susardık.

Kahkahalar dinerdi, adımlar yavaşlardı.

El yüreğe gider, dudaktan bir Fatiha dökülürdü.

Kimse “dua et” demezdi belki, ama biz öyle görür, öyle yapardık.

Çünkü bizim sokaklarımızda sadece oyun değil, saygı da vardı.

Görgü, edep bizimle büyürdü.

Ezan okunurken kimse “konuşma” demezdi, ama biz hissederdik.

Bir ses yükseliyorsa gökten, bizim biraz susmamız gerektiğini bilirdik.

Hata yapınca sadece anne baba değil, komşu teyze de uyarırdı.

“Benim çocuğum değil” denmezdi.

Mahalle bir aileyse, herkes birbirinin evladına sahip çıkardı.

Birimizin abisi hepimizin abisiydi.

Bir abla, tüm sokağın ablasıydı.

Ve biz onlara karşı boynumuzu bükerdik – korkudan değil, saygıdandı bu.

Eskiden kimse, kendi evladı için istemediği şeyi başkasının çocuğuna layık görmezdi.

Büyükler yol gösterirdi.

Nezaketi, edebi öğretirdi.

Sessizlik bile bir saygı biçimiydi.

Ama şimdi…

Mezarlığın yanı başında çaylar içiliyor , kâr helvasi yiyenler ,

kahkahalar, yüksek sesle müzikler, pencereler sonuna kadar açık arabalar…

Bir hayat susmuşken, hala konuşuyoruz.

Ve insan sormadan edemiyor:

Biz bu terbiyeyi nerede kaybettik?

Ezan okunurken müziği kısmak sadece bir hareket değil, bir anlayıştır.

Mezarlığın önünden geçerken sessizleşmek, sadece görgü değil, bir vicdan meselesidir.

Fatiha okumak bir dua değil sadece, bir duruştur.

Kişiliğin aynasıdır bunlar.

Bir toplumun neye değer verdiği, işte bu küçük ama anlamlı davranışlardan anlaşılır.

Bugün unuttuk belki…Ama hatırlamak hâlâ elimizde.

Çünkü bazen bir saygı, sadece susarak da gösterilir.

Bazen bir dua, bin kelimeden daha çok şey anlatır.

“Ölümün Üstüne Şarkı Söylenir mi?”

Bir dizi var: Gassal.

İzlememiş olsanız da belki son sahnesinde çalan müziğe denk gelmişsinizdir.

Ekranda bir insanın vefatı anlatılıyor… Sessiz, ağır bir an.

Ama hemen ardından bir şarkı başlıyor:
“Bana bir şey mi dedin? İşte orada insan bir an duruyor.

Bir şeyler eksik kalıyor.

O sahnenin ağırlığı, bir anda yok oluyor.

Sanki ölüm, sıradan bir olaymış gibi.

Gerçek hayatta böyle olur mu?

Bir cenazenin başında biri kalkıp bu şarkıyı söylese, herkes susar, hatta rahatsız olur.

Çünkü ölümün kendine has bir sessizliği vardır.

O anlarda kelimeler değil, gözler konuşur.

Başı eğik, dili dua dolu olur insanın.

Ama dizilerde, filmlerde…

Bu hissiyatın üzerine bir efekt gibi müzik seriliyor.

Üstelik sahneyle hiçbir ilgisi olmayan bir şarkı.

Ve bu, izleyicinin hissettiği duyguyu bir anda koparıyor.

Ölüm, alışılacak bir şey değildir.

Alışılmamalıdır da.

Ekran karşısında da olsa, o ağırlık korunmalıdır.

Her sahneye müzik gerekmez.
Bazı anların sadece sessizliğe ihtiyacı vardır.

Çünkü sessizlik, bazen her kelimeden daha çok şey anlatır.

Sanat sadece eğlence değil; toplumun aynasıdır.

Bizi şekillendirir, değerlerimizi yansıtır.

O yüzden soruyoruz:
Gerçek hayatta cenazede susan biz, dizide neden müziğe boğuluyoruz?

Ne oldu bize?
Her şeyi gösteriye mi çevirdik?
Duygular bile efekt mi oldu artık?

Ekran kapanır, sahne biter, müzik başlar…
Ama izleyenin içinde bir huzursuzluk kalır:

“Bu sahne çok gerçekti…
Peki ya bu şarkı da neydi şimdi?”

Selam ve dua ile…

  • İlgili Yazılar

    Dost arıyorsan Allah yeter, destek bekliyorsan Allah yeter.

    Read more

    Korumalı: Doğa, Allah’ın sessiz zikridir.

    Burada alıntı yok çünkü bu yazı korumalı.

    Read more

    You Missed

    İşte gerçek huzur ve güven buradadır.

    • Kasım 30, 2025
    • 0
    • 51 views

    Olgun bir mümin uyarı yapar.

    • Kasım 28, 2025
    • 0
    • 49 views

    Kısacası ben anladım ki🌷🌿 🌿

    • Kasım 27, 2025
    • 0
    • 45 views

    İyiliğe Engel Olmamak

    • Kasım 27, 2025
    • 0
    • 50 views

    O çokça yemin eden, aşağılık kimseye sakın itaat etme.

    • Kasım 26, 2025
    • 0
    • 74 views

    kafalarında bir plan var

    • Kasım 26, 2025
    • 0
    • 58 views

    Din konusunda taviz verilmez

    • Kasım 25, 2025
    • 0
    • 58 views

    Doğruysan, sabırlıysan…

    • Kasım 25, 2025
    • 0
    • 51 views

    Bir düşünce, bir dua, bir teşekkür,

    • Kasım 24, 2025
    • 0
    • 37 views

    Yaptığım bunca iyilik boşa mı gidiyor? 🌼 🌸

    • Kasım 24, 2025
    • 0
    • 52 views

    Ahlâk bir süs değildir; bir duruştur

    • Kasım 23, 2025
    • 0
    • 53 views

    Allah’ın bir şeye yemin etmesi, o şeyin Değerli

    • Kasım 23, 2025
    • 0
    • 72 views

    Başkasının sözü seni tanımlayamaz.

    • Kasım 23, 2025
    • 0
    • 45 views

    İlk Vahyin Ardından: Peygamberimizin İlk Yılları

    • Kasım 21, 2025
    • 0
    • 62 views

    Eşler birbirine güven verdikçe hayat güzelleşir.

    • Kasım 20, 2025
    • 0
    • 69 views

    “Cahilliğin Babası”

    • Kasım 20, 2025
    • 0
    • 69 views

    Oku, öğren; kibirlenme; kötülüğe ortak olma

    • Kasım 20, 2025
    • 0
    • 69 views

    Değerlerimize göre mi yaşıyoruz, diğerlerine göre mi yaşıyoruz?

    • Kasım 15, 2025
    • 0
    • 85 views

    Kul huvallahu ehad” – De ki: O Allah birdir.

    • Kasım 11, 2025
    • 0
    • 83 views

    Felak Suresi, Kur’ân’ın sığınılacak kapılarından biridir.

    • Kasım 10, 2025
    • 0
    • 79 views

    Nâs Sûresi (114. sûre)

    • Kasım 9, 2025
    • 0
    • 115 views

    El – KEVSER SÛRESI

    • Mart 19, 2019
    • 0
    • 466 views