“Allah’ın size rızık olarak verdiklerinden helal ve temiz olanları yiyin. İman etmekte olduğunuz Allah’tan korkup sakının.” (Maide Suresi, 88. Ayet)🌿🌿

Allah insana birçok nimet bahşetmiştir.

Soframıza gelen ekmek, içtiğimiz su, meyveler, sebzeler ve et gibi yiyeceklerin hepsi O’nun kullarına ikramıdır.

İnsan çalışır, üretir, emek verir; fakat bütün nimetlerin asıl kaynağı Allah’tır.

Bu nedenle insan yediği her lokmada Allah’ın lütfunu hatırlamalıdır.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

“Allah’ın sana helal kıldıklarını helal bil, haram kıldıklarını haram bil.

Allah’ın hakkında sustuğu şeyleri de (O’nun bir ikramı olarak) kabul et.

Çünkü Allah hiçbir şeyi unutmaz.” (Dârimî, Sünen, 2/690)

Ayet, verilen rızıklardan sadece helal ve temiz olanların yenilmesini emreder.

Helal, Allah’ın izin verdiği, yasaklamadığı şeydir.

Temiz olan ise hem dini açıdan uygun hem de sağlık açısından faydalı ve zararsız olandır.

Yani insan sadece arzusuna göre değil, Allah’ın koyduğu ölçülere göre beslenmelidir.

Nitekim Resûlullah (s.a.v.) buyurmuştur ki: “Şüphesiz Allah helali açıkça, haramı da açıkça bildirmiştir.

Bunların arasında da bazı şüpheli şeyler vardır.

Kim şüpheli şeylerden sakınırsa dinini ve ırzını korumuş olur.” (Buhârî, Îmân, 39; Müslim, Müsâkât, 107)

Günlük hayatta bu ayetin anlamı çok açıktır.

Alışveriş yaparken helal olanı tercih etmek, yiyeceklerin temizliğine dikkat etmek, haksız kazançtan uzak durmak bu emrin bir gereğidir.

Mümin, Allah’ın verdiği nimetleri şükürle tüketir, başkasının hakkına girmeden kazanır ve sağlığına zarar verecek olan şeylerden sakınır.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Bir kimsenin yediği şeylerin en hayırlısı, kendi elinin emeğiyle kazandığıdır.

Allah’ın peygamberi Dâvûd da kendi elinin emeğini yerdi.” (Buhârî, Büyû’, 15)

Ayetin sonunda Allah’tan korkup sakınmamız gerektiği belirtilir.

Buradaki korku, sevgiden ve saygıdan doğan bir bilinçtir.

İnsan Allah’a iman ediyorsa, O’nun rızasını gözeterek yaşar.

Haramdan uzak durur, helale yönelir, nimetlerin değerini bilir.

Resûlullah (s.a.v.) buyurmuştur ki:

“Helal bellidir, haram da bellidir.

İkisi arasında da insanların çoğunun bilmediği şüpheli şeyler vardır.

Kim bu şüpheli şeylerden sakınırsa dinini ve şerefini korumuş olur.” (Buhârî, Îmân, 39; Müslim, Müsâkât, 107)

Sonuç olarak bu ayet bize şunu öğretmektedir: Allah’ın verdiği nimetlerden faydalanın ama helal ve temiz olmasına dikkat edin.

Allah’a karşı gelmekten sakının, O’nun verdiği rızıklara şükredin ve yaşamınızda daima O’nun rızasını gözetin.

Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurur:

“Allah temizdir, ancak temiz olanı kabul eder.” (Müslim, Zekât, 65)

Başka bir hadisinde ise Efendimiz şöyle buyurmuştur:

“Bir kimse haram lokmayla beslenirse, kırk gün duası kabul olunmaz.” (Taberânî, el-Mu’cemü’l-Evsat, 1/62)
Bu söz, haram lokmanın insanın kalbine ve duasına bile etki ettiğini anlatır.

Helal kazanç konusunda da Peygamberimiz çok net öğütler vermiştir:

“Helal rızık peşinde koşmak her Müslümana farzdır.” (Taberânî, el-Mu’cemü’l-Evsat, 6/58)

Bu hadis, helal kazanmanın sadece bir tercih değil, dini bir sorumluluk olduğunu göstermektedir.

Sonuç olarak, ayet ve hadisler birlikte ele alındığında şunu görürüz: Mümin, Allah’ın verdiği nimetlerden

faydalanmalı ama helal ve temiz olanı seçmelidir.

Haram lokmadan sakınmalı, helal kazanç için gayret göstermelidir.

Çünkü helal ve temiz olan, hem bedenin hem de kalbin gıdasıdır.

Selam ve dua ile