Bazen biriyle tanışıyoruz… Daha iki cümle konuşmadan içimizden hemen bir karar veriyoruz:
“Bu insan bana göre değil.”
“Ne kadar itici biri.”
“Kesin kibirli.”
Ama işte, belki de o insan sabaha kadar gözyaşı dökmüş, uykusuz bir geceden çıkmış.
Biz o yorgun yüzü, “soğukluk” sanıyoruz.
Belki de o sessizlik, kırılmış bir kalbin sessizliği…
Ama nereden bilelim? Hemen etiket yapıştırmak kolay, değil mi?
Oysa Rabbimiz ne diyor: “Zandan sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır.” (Hucurât, 49/12)
Biz hemen hüküm veriyoruz; sanki kalpleri okuma yetkimiz varmış gibi.
Hâlbuki insan, dışarıdan bir cümle kadar basit, ama içinde bir ömürlük hikâye taşıyor.
Biz o hikâyeyi okumadan, kapağına bakıp “beğenmedim” diyoruz.
Ne ironik, değil mi?
Belki o insan, dua ettiği biri için hâlâ sabrediyor.
Belki kimseye belli etmeden hayatının en zor imtihanını veriyor.
Ve biz, sadece yüzündeki yorgunluğu görüp hüküm kesiyoruz.
Keşke biraz yavaşlasak.
Birini tanımak için acele etmesek.
Çünkü bazen Rabbim, en güzel insanları sabırla tanıyanlara gösteriyor. 🌿
Selam ve dua ile