Selamün aleyküm cümleten.
Bir evliliği en hızlı çökerten şey; bir eşin arkasından konuşması, ikiyüzlü davranması, nifak sokması ve dürüst olmamasıdır.
Bu tür davranışlar sadece ilişkiyi değil, evin bereketini, huzurunu ve Allah’ın verdiği nimetin kıymetini de alıp götürür.
Evlilik dediğin güven ister, sadakat ister, açık sözlülük ister.
Bunlar yoksa, o yuva zaten temeli çürük bir bina gibidir; ilk rüzgârda yıkılır.
Bugün birçok evlilik, tarafların birbirine karşı bencil ve umursamaz davranması yüzünden çöküyor.
Çünkü kimse sorumluluk almak istemiyor, kimse elini taşın altına koymuyor.
Herkes haklı, herkes yorgun ama kimse fedakârlığa yanaşmıyor.
Oysa evlilik “ben” ile değil, “biz” ile yürür.
**Bir sandalda iki kürek var.
Birini bırakan, sandalı durdurur. İkisini bırakan, sandalı batırır.**
Kimse tek başına bir evlilik götüremez.
Kadın da tek başına yuvayı taşıyamaz, erkek de…
Birinin küreği havada dururken diğerinin sırtı kambur oluyorsa, o evde huzur bulmak mümkün değildir.
Günün sonunda ortaya çıkan şey; kırgınlık, yorgunluk, tükenmişlik ve saygı kaybıdır.
Günlük sorumluluklar bile paylaşılmıyorsa, o evlilik tehlike altındadır.
Sabahın köründe biri çocukları hazırlamaya, evi toplamaya, işe yetişmeye çabalarken; diğeri yatakta dönüp
duruyorsa, kusura bakmasın ama bu gamsızlık, bu duyarsızlık, bu bencillik evlilik değil.
Bu, karşı tarafı tüketmektir.
Eskiden annelerimiz çalışsalar bile sıcak bir tas çorbayı, bir dilim ekmeği evlatlarına hazırlamayı ihmal etmezdi.
Bugün ise kimileri hazır gıdayı daha uygun görüp, “idare edin” demeyi alışkanlık haline getirmiş durumda.
Bunun adına modernlik demeyin; bunun adı kolaycılık ve sorumluluktan kaçmaktır.
Evet, kahvaltıyı sadece kadın yapmak zorunda değil.
Erkek de yapabilir, yapmalıdır da.
Ama mesele şu:
Tembellik değil; emek, paylaşım ve dayanışma olmalı.
İnsan sevdiğine yük olmaz, yükünü hafifletir.
İnsan sevdiğine destek olur, köstek olmaz.
Kimse kusura bakmasın ama dinlenmek herkesin hakkıdır.
“Sadece ben yoruldum” devri yok.
“Sadece ben haklıyım” devri yok.
“Sadece benim rahatım önemli” devri yok.
Allah kimseyi bencil insanlarla imtihan etmesin.
Çünkü bencillik, bir yuva için zehir gibidir.
Yavaş yavaş işler, fark ettirmeden yok eder.
Fedakârlık kadın ya da erkek fark etmeksizin insana yakışır.
Biri yoruluyorsa, diğeri görmezden gelemez.
Biri susuyorsa, diğeri bağırarak haklı çıkamaz.
Birinin kalbi kırılıyorsa, diğerinin umurunda olmamazlık edemez.
Mutlu bir yuva kendiliğinden olmaz.
Emek ister, sabır ister, dürüstlük ister, sorumluluk ister.
Kıymet bilmeyen, değer vermeyen, paylaşmayan, anlayış göstermeyen kim olursa olsun — o yuva ayakta durmaz.
Allah hepimize akıl, sabır, merhamet ve adalet nasip etsin.
Hepimizi iyi insanlarla karşılaştırsın.
Selam ve dua ile kalın.
Hakime Gülsüm