Selamun aleykum
Hani derler ya:“Gitmeyeceğimiz yerde ölmek istemiyorsak, oraya adım atmayalım.”
Gerçekten öyle… Çünkü ölüm haber vermiyor; ansızın yakalıyor insanı.
Ve insan hangi hâlde yaşıyorsa, çoğu zaman o hâl üzere yakalanıyor.
Efendimiz (sav)’in o meşhur sözü boşuna söylenmiş değil:“Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz; nasıl ölürseniz öyle diriltilirsiniz.”
Bu sözü düşününce insan içinden ister istemez soruyor:
“Ben nerelerde bulunuyorum? Hangi hâlde yakalansam utanırım?”
Mesela…Mecburiyet yokken günaha açık ortamlara girmek…
Bu aslında tek tek mekân saymaktan çok, insanı Allah’tan uzaklaştıran her yer demek.
İçkinin, taşkınlığın, uygunsuz davranışların normalleştiği yerler…
Kalbi yoran, nefsi kışkırtan atmosferler…
İnsan böyle bir yerde son nefesini vermek istemez. Allah nasip etmesin
Ne gözün gördüğü, ne kulağın duyduğu, ne de oranın havası kalbe iyi gelir.
Daha anlaşılır olması için birkaç örnek:
Suratı asan, gönlü daraltan yerler…
Dedikodunun havada uçuştuğu masalar…
Haramın sıradanlaştığı ortamlarda geçirilen vakitler…
Bir şey olmaz” deyip girilen ama kalbi inciten toplantılar…
İnsanı saatlerce boşluğa çeken, faydasız meşguliyetler…
Bir de arkadaş çevresi meselesi var ki çoğu zaman insanı en çok orası etkiliyor.
Bazıları vardır, yanındayken iç daralır; fark etmeden seni aşağı çeker.
Bazıları da vardır, yanında durmak bile huzur verir; Allah’ı hatırlatır.
Rasûlullah (sav) ne güzel buyurmuş: “Kişi dostunun dini üzeredir.”
Demek ki insan, ölmek istemediği hâllere doğru yürümemeli.
Belki günah işlemiyoruz, ama günaha kapı aralayan hâlde bulunuyoruz.
Belki kötü bir şey olmuyor, ama kalbimiz hafif hafif kararıyor.
Bu yüzden diyoruz ki:
Son nefeste hangi hâlde olmak istiyorsak, dünyada da o hâle yaklaştıran yerlerde duralım.
Adımlarımız bizi Allah’a yaklaştırsın.
Kalbi karartan yerlerden uzak durmak da bir ibadettir.
Çünkü hayat bir yolculuk…
Son durağı bilmeyiz, zamanı bilmeyiz ama şunu biliriz: Ölüm geldiğinde hâlimizi hazır bulacak.
Mesele işte o hâli güzel tutabilmekte.
Çünkü attığımız her adım, girdiğimiz her ortam, izlediğimiz her yol bir gün karşımıza çıkacak.
O yüzden… Dikkatli yürümek gerekiyor.
Kalbi koruyarak, adımları bilinçle atarak…
Allah’ım…
Biz Senin kulunuz; aciziz, eksikiz, yanılırız, unuturuz…
Ancak Senin yardımınla doğrulur, Senin lütfunla güzelleşiriz.
Rabbim…
Bize, yardımlarınla güzelleşen bir hayat nasip et.
Attığımız her adımı rahmetinle düzelt, kalplerimizi inayetinle arındır.
Senin tutmadığın eli tutmaya, Senin aydınlatmadığın yolda yürümeye gücümüz yetmez.
Bizi yalnız bırakma.
Kalbimize huzur, yolumuza istikamet ihsan eyle.
Güzelliği de, iyiliği de, istikameti de ancak Senin yardımınla bulabiliriz.
Bize yardım eyle ki güzel olalım; güzel eyle ki Sana yaklaşalım.
Âmin.
Selam ve dua ile